6 Kasım 2011 Pazar

DOĞU-BATI YAKASI SAVAŞLARI


Geçen sefer 2Pac’ın hayatıyla,yaptıklarıyla ve trajik sonuna giden yoluyla ilgili bir yazı yayınlamıştım.Şimdi ise yine geçen yazımda daha sonra değineceğimi söylediğim,2Pac ve Notorious Big’i ölüme götüren Doğu ve Batı Yakası arasındaki rap savaşlarına ait bir yazı yayınlamaya karar verdim.90’lı yıllarda tüm dünyayı etkileyen bu savaş hakkında tamamen Ekşisözlük’ten alınmış uzun ve derin bir metni aşağıda sizlerle paylaşıyorum.


“2Pac o zamanlar Digital Underground'la ilk kaydını yapmış, 91-92 civarı ilk albümünü yayınlamıştır. Notorious Big bu sıralarda brooklyn çevresinde ün salmış Biggie Smalls lakabıyla bilinen 190 cm'lik 150 kiloluk güçlü flowlar dizen bir mc'dir. Mister Cee'nin yardımıyla the source dergisine verdiği ilan aracılığıyla Uptown'un prodüktörlerinden biri olan Puff Paddy demo teybini duymuş, kendisini bir görmek istemiştir. ardından hemen Uptown'a giren Biggie burada label arkadaşlarının albümlerinde gözükerek kendisine albüm yolu açmaya uğraşmıştır. 2Pac'la tanışmaları ise 93 senesindeki bir California turnesi sırasında olmuştur.

Bu savaş "Bad Boy vs. Deathrow" veya "2Pac vs. Biggie" kavgası olarak bilinse de 91 senesinde Tim Dog'un Fuck Compton adlı şarkısıyla kendini belli etmiştir. kavgaya Dr Dre, Compton's Most Wanted, Snoop Dogg, Dj Quik gibi isimler katılmış, hatta Tweedy Bird Loc da benim neyim eksik diyerek fuck the south bronx diye uyduruk bir şarkı yapıp ilgi toplamıştır. hatta Rodney o Joe Cooley de 92 senesinde çıkardıkları albüme Fuck New York adını vermiştir, yakışmamıştır.

Tabi 93 civarı West Coast iyice çıkışa geçti, Nwa, Ice t, Ice Cube, Mc Hammer, The Doc gibi isimler, the Chronic ve doggystyle albümleri milyon sattı, ilk defa batı yakasında rap bu kadar para ediyordu. hatta şöyle diyelim, batı yakası rap dünyasında ilk defa herkes tarafından görülüyordu. bunun sorumlusu da Deathrow'du tartışmasız. ama beklenmedik birşey oldu. Bad Boy Records'ı kuran puff daddy, craig mack ve Notorious Big gibi iki ismi piyasaya sürerek büyük başarı yakaladı ve batılılıların doğunun üzerine çıkmasını bir anlamda engelledi.

Tam o sırada, 94 senesinin kasım ayında, 2Pac tecavüzden yargılanıyordu, new york'ta davanın sonucunu beklerken quad recording studios binası önünde asker kıyafetleri içindeki adamlar tarafından vuruldu ve gasp edildi. vurulduktan sonra gördüğü puff daddy, Notorious Big ve anDre harrell(dr jeyckll and mr hyde'dan dr jeyckll)'ı suçladı, hatta çocukluk arkadaşı olan rapçi stretch'ten bile şüphelendi. olaydan sonra davanın sonucu belirlendi, 5 sene boyunca kalmak üzere hapse girdi ve me against the world'ü kaydetmeye koyuldu. bu albümüyle hapisteyken chartlara girme başarısını elde eden ilk artist oldu, zaten daha önünde 5 koca sene vardı.

Big poppa adlı şarkının b-side'ı olan who shot ya'yı 2Pac üstüne alınınca kavga iyice kızıştı. gerçi şarkı vurulma olayından aylar önce kaydedilmişti, albümün kayıt çalışmaları eylül ayının başında tamamen bitmişti ya neyse.

Bu sırada Deathrow Records'ın başarısının gölgeleneceğinden korkan marion Suge Knight, 95'in the source awards ödül töreninde puff daddy'ye şöyle laf attı; "star olmak isteyen, sanatçı olarak kalmak isteyen, tüm şarkılarda ve vidyolarda gözükmeye çalışan, danseden bir prodüktörle uğraşmak istemeyen tüm sanatçılar...Deathrow'a gelin". burada tamamen puff daddy'nin tüm videolarda araya karışması, şarkılarda ad-liblere girişmesi, "yeee", "kamon" diye mırıldanması refere ediliyordu. (haksız da değildi aslında bunu söyleyen, ama kendisi de farklı bir beyinsiz olduğu için olay iki ucu çamurlu değnek vaziyetini alıyor)
aynıdr Dre ve Snoop Dogg'un aynı törende seyircilerin ağır tepkisine maruz kalması olayın ilk ağır sinyallerini vermeye başlamıştı. Snoop Dogg işleri yatıştırmak için "the east coast ain’t got no love for dr. Dre and Snoop Dogg and death row?" dediyse de yuhlamalar dinmedi.

Sonraları jermaine dupri'nin atlanta'da verdiği bir partide Suge Knight'ın arkadaşının vurulması ve partide bulunan puff daddy'yi suçlaması, 96 yılında dogg pound'un new york new york adlı tartışmalı bir klibe sahip single'ı yayınlamasıyla artık olay iyice belirginleşecekti.

96'nın mart ayında miami'de düzenlenen soul train awards töreninde Bad Boy ve Deathrow arasında silahlı bir karşılaşma yaşanınca alevler dalların üzerine sıçradı. aslında bu yalnızca iki grubun yanlarında silahlı adamlarla karşı karşıya gelmesiydi, fakat medya bunu kullanmasını iyi bildi, herkese olayı savaşın başlangıcı olarak tanıttı, olay küba füze krizi'ne benzetildi. aslında gayet de benziyordu sonradan olanlar göz önüne alınırsa.

2Pac'la ortak bir nefret taşıyan Suge Knight, kendisine bu kavgada yardım etmesi için 1.4 milyon dolarlık bir kefaret ödeyerek pac'ı hapisten çıkardı. bu kıyağı karşılığında kendisiyle 3 albümlük bir anlaşma imzaladı. 2Pac çıktığı gibi kayıtlara devam etti. the outlawz adında bir grup kurarak Bad Boy Records ailesine ve onlarla iş birliği yapanlara saldırmaya başladı.

Hapisten çıktığı gibi all eyez on me'nin kayıtlarına başlayıp albümü iki hafta gibi kısa bir sürede bitirdi. bu arada yeni kurduğu grupla yaptığı meşhur Hit em Up, bu kavgayı doruğa çıkaran saldırı oldu. Bad Boy Records'a, junior mafia ve lil kim'e, Chino Xl'e ve Mobb Deep'e hakaret yağdıran bu şarkı gerçekten de ileri gitmişti. shakur Biggie'nin o zamanlar eşi olan faith evans'la yattığını iddia etmiş, Mobb Deep üyesi prodigy'nin orak hücreli anemi hastalığıyla da alay etmişti. "riottt!" adlı şarkıda 2Pac'ın hapisteyken tecavüze uğradığını ima eden Chino Xl'e de "ben de sana kodum" gibi bir cevap yollamıştı.

Chino Xl konusunda bir belirsizlik vardır yine de. malum şarkıda chino'nun pac'ı refere ederen dizesi "i'm trying not to get fucked like 2Pac in jail", iki anlama yorulabilir. "hapisteki 2Pac gibi tecavüze uğramamaya çalışıyorum" cümlesi "hapisteki 2Pac gibiyim, tecavüze uğramamaya çalışıyorum" diye anlaşılınca hakaret olarak anlaşılmıyor. mantıklı olanı bence ikincisi. zaten Chino Xl 2Pac'a saldırma niyetinde olduğunu hep inkar etmiştir.

Mobb Deep'e neden laf attığı burada pek anlaşılamamıştır. söylentiye göre pac hapisteyken outlawz ekibi Mobb Deep konserine gidip ikiliyle konuşmaya iş görüşmesine davet etmeye çalışmış, Mobb da pek tınlamayınca bu olay pek sinirlerine dokunmuştur. tabii bu da bu konudaki milyonca söylenti gibidir. "Hit em Up"'da grubun üyelerinden prodigy'nin orak hücreli anemi hastalığıyla dalga geçilmiştir. cevap da pek acı olmuştur tabii, hell on earth albümündeki drop a gem on em adlı şarkının son dizesinde fena rhyme yemiştir pac ve yakınları.

Notorious Big kendisine edilen laflara doğrudan cevap vermemiştir hiç. jay z'nin albümündeki efsane şarkı brooklyn's finest'da "if faith had twins, she'd probably have 2Pacs, get it? 2...packs!" gibi bir dizesi vardır wordplay'in tavanına vuran. "pack" kelimesinin argoda "aylak, işi gücü olmayan, gereksiz insan" manasına geldiği düşünülünce bayağı sağlam bir cevap olduğu ortadadır. bu hareketten sonra şarkı jay-z'nin albümünde olduğu için jay da 2Pac'ın kara listesine girmiştir. bomb first adlı şarkıda adı geçer.


O sıralarda queens'ten çıkan bir başka new york'lu nas, ilk başlarda 2Pac'la kavgaya girmek istemese de, dostluk mesajları verse de birkaç radyo programında verdiği demeçlerde kendisini iğneleyince ipler koptu. aralarında çıkan olayın bir sebebi de nas'ın street Dreams şarkısında all eyez on me'nin remix'inden bir sample alması diye söyleniyor.

2Pac bu işi hakikaten ciddiye alıyordu. kim cebine elle tutulur miktarda para soksa, iki hafta sonra ismi 2Pac'ın albümlerinde geçiyordu. da brat ve jermaine dupri, hatta the fugees 2Pac'tan laf yemiştir. bu sırada tüm Deathrow'u ayaklanmaya, kavgasına katılmaya davet etmiştir. Snoop Dogg, bir röportajında Biggie'nin müziğinde hoşlandığını söyleyince araları bozulmuştur. lady of rage sonraları bir röportajında 2Pac'ın kendisini kavgaya katılmadığı için "en zayıf halka" olarak nitelediğini söylemiştir.

Dr Dre'den de bahsetmek lazım, 2Pac geldikten kısa süre sonra Suge Knight'la anlaşmazlığa düşerek şirketten ayrılmıştı. zaten Suge Knight'ın diktatör tavırları o dönemde şirkette bulunan herkesi uyuz etmiştir. ayrıldıktan sonra 2Pac da Suge Knight'ın etkisiyle kendisine hakaretlerde bulunacaktır. Snoop Dogg'un Dre'siz o şirkette kalması saçmaydı, fakat kontrata göre 2 sene daha kalmak zorundaydı. zamana dayalı bir kontratı olduğundan hiç iş yapmadı, çıkmadan önce "fuck death row" diyerek el salladı. tabii bu hareketleri suge'u çileden çıkarttı, Dre gibi bir prodüktörü ve snoop gibi albümleri peynir ekmek niyetine satılan bir sanatçıyı kaybetmişti, artık tek silahı vardı.

Bu arada "Bad Boy vs. Deathrow" kavgası dışında da olaylar dönmektedir. 94 tarihli i used to love h e r şarkısında hip hop'ın batı yakasına geçtiğinde kalitesini ve g funk'ın yaratıcılığını sorgulayan common sense'in laflarını ice cube ve westside connection üstüne alınmış, westside slaughterhouse adlı şarkıda kendisine hakaretler saydırmıştır. 96 senesinde the bitch in yoo adlı pete rock prodüksiyonu şarkıyla cevap gelmiştir, fakat sonraları louis farrakhan'ın çağrısı üzerine iki taraf barışmıştır.


Snoop Dogg'un da bulunduğu tha dogg pound'ın "new york, new york" adlı şarkısına alınan Mobb Deep, capone n noreaga ve tragedy kaddafi'den "l.a, l.a" adlı şarkıyla cevap gelmiştir. Snoop Dogg bu şarkıyla hakaret etmek istemediklerini sadece eğlendiklerini ısrarla tekrarlayınca kavga pek büyümemiştir.

Westside connection'ın q tip'in batı yakası hakkındaki yorumlarını gündeme getirmesinin ardından a tribe called quest, beats, rhymes and life adlı albümdeki keeping it moving adlı şarkıda batı-doğu kavgasının saçmalığına değinmiştir. kavgayı soğutmaya çalışmıştır.

Bu olaylar amerika'yı da aşmış, avrupa'nın da (özellikle ingiltere ve almanya) ilgisini çekmiştir. bu da hip hop kültürünün breakdance modasının etkin olduğu dönemden sonra ilk uzun atlayışına sebep olmuştur. kısacası "east-west" olayları 96 senesine damgasını vurmuştur.

96 senesinin 7 eylül'ü, mike tyson'ın bruce seldon'la maçında, las vegas'ta işler değişti, ipler koptu. maç çıkışı 2Pac'ın tayfasından biri "orlando brown""'ı gördü, 2Pac'a haber verdi. pac da adamın üzerine doğru koşup yere indirdi. hepsi birlikte adamı dövdüler, tabii kamera da bunu görüntüledi. sebebi aynı adamın birkaç hafta önce tayfalardan birinin parasını çalmasıydı.

Jiplere atlayıp Suge Knight'ın sahibi olduğu klübe doğru yola çıktılar. bayağı sağlam bir konvoy oluşturmuşlardı. saat 10.55'de kırmızı ışıkta durduklarında 2Pac'ın o meşhur resmi çekildi. saat 11.15'de beyaz bir cadillac yanlarından ateş etmeye başladı. 2Pac belinden, sağ elinden, baldırından ve göğsünden vurulmuştu. acilen hastaneye götürüldü. 6 ay komada kaldı, son gün yüzde 13'lük iyileşmesine rağmen 13 eylül'de iç kanamadan öldü.

Bu arada önemsiz gözüken fakat önemli bir not, konvoyda bulunan korumalardan biri, vurulmadan önce bir arabanın konvoyu terkettiğini ve o arabadan bir daha haber alınmadığını söylüyor. düşündürücü.

Olay sonrasında polislerin ilk yöneldiği kişiler Biggie ve puff daddy oldu. ikisi de olay sırasında maçı televizyondan izlediklerini, bu sırada da nasty boy adlı şarkıyı kaydettiklerini söylediler. zaten ortada kanıt olmadığı için davaya falan alınmadılar.

6 ay sonra ikili yeni single olan hypnotize için klip çekmek ve çıkacak albümü tanıtmak için california'ya gitti. life after death, 25 mart'ta çıkacaktı. 8 mart'ta toni braxton'a soul train music awards'da ödülünü takdim ederken izleyicilerin bir kısmının yuhalamalarına maruz kaldı. tören çıkışında vibe dergisi tarafından hazırlanan bir partiye katıldı. partinin erken biteceği anons edildi ve Biggie saat 00.30 gibi partiden çıkıp aracına bindi. diğer araçta puff daddy ve üç koruması vardı, arkalarında da korumalarla dolu bir chevrolet blazer.

Araçlar partinin verildiği mekanın yalnızca 46 metre ötesinde kırmızı ışığa takıldı. tam o sırada beyaz bir toyota koruma aracıyla Biggie'nin içinde bulunduğu aracın arasına girdi. aynı anda siyah bir impala aracın yanında durup Biggie'ye ateş etmeye başladı. Biggie, göğsüne dört mermi darbesi almıştı. hemen hastaneye kaldırılmasına rağmen olaydan yarım saat sonra, saat 1'i çeyrek geçe öldüğü duyuruldu.

Bu iki cinayet sonrası olayı tüm dünya duydu. dünya rap müziğini tamamen tanıdı. Deathrow cephesi, 2Pac'ın the don killuminati the 7 day theory adlı albümüyle cebine son paralarını sokmaya koyuldu. sanatçılar teker teker şirketi terketti. bir daha da Deathrow ayağa kalkamadı.

Diğer taraftan Bad Boy Records asıl parayı o zaman kırmaya başladı. life after death yaklaşık 11 milyon sattı, bilboard listesinde 1. sıraya oturdu. hypnotize ve mo money mo problems adeta bir devrin başlangıcı oldu, mersiye niteliği taşıyan i'll be missing you da listenin zirvesinden uzun süre inmedi. tabi albümle birlikte Biggie'nin 2Pac'a gönderdiği aDresi olmayan, indirekt cevaplar da duyulmaya başlandı. what's beef, long kiss goodnight, kick in the door gibi şarkılar savaşa ithaf edilmiş gibiydi, puff daddy reddetse de.

O arada dr Dre de east coast west coast killas adlı şarkıyı çıkardı. şarkıda doğudan ve batıdan önemli artistleri birleştirdi. rbx, cypress hill'den b real, krs one ile yaptığı şarkıda savaşa karşı olduğunu bir kez daha belirtti.

Louis farrakhan da bir davet hazırladı, önemli rapçilerle buluşarak kavganın unutulmasını ve affedilmesini diledi. böylece ateşkes emri büyük yerden gelmiş oldu.

Savaşın bitimi rap müziğinin kalitesizleşmesine sebep oldu, 98 senesinde tomar tomar gereksiz adam piyasaya akın etti. bu setteki ilk çatlağı açtı, suyun tazyiğiyle 2001 civarı set tamamen çöktü, piyasaya güneyliler* hükmetmeye başladı. artık her rapçinin kavgaya tutuştuğu başka bir rapçi var. hatta rapçi olmanın ön şartı bu. kim diğerine daha okkalı küfür ederse kazanmış sayılıyor.

Bu sırada öldürülen iki efsanenin cinayetleri hala çözülemedi, kimi crips ve bloods'tan kimi de Suge Knight'tan şüphelendi. ikilinin üzerinden kazanılan paralarla birçok beyinsizin ekmeğine yağ sürüldü, sürülmeye de devam ediliyor, devam da edecek. dileğimiz; (son senelerinde pek anlaşamadılar ama) Biggie ve 2Pac'ın hayaletlerinin el ele verip, yanlarına oldskool efsanelerini, bling bling karşıtlarını da alıp meşe odunlarıyla şu güzel insanları gangsta yok etme yöntemlerine tabi tutmasıdır, bu bir çözümdür.”


                                                         Kaynak:”funkychild” rumuzlu Ekşisözlük yazarı

1 yorum:

  1. okurken olayı yaşadım ha bildiğin :D güzel güzel eline sağlık :D

    YanıtlaSil